Bozcaada Gezi Notları

Bozcaada, bugüne kadar çok isteyip bir türlü gidemediğim ve çok merak ettiğim bir yerdi. Bu sene doğum günü tarihimi de denk getirip bu şahane adayı keşfetmek istedik.

Ankara’dan Bozcaada’ya uçakla ulaşım gün kaybına neden olduğundan karayolu ile gitmeyi tercih ettik. Çanakkale üzerinden Geyikli’ye ulaştığınızda feribotla adaya geçebiliyorsunuz. Feribot için aldığınız biletler gidiş-dönüş olarak veriliyor, dönüşte de kullanabiliyorsunuz. Özel aracınızla gidiyorsanız önceden telefonla rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ediyorlar.

Feribot Bozcaada’ya yaklaştıkça yeşil bir manzara beklerken, adanın ismine yakışır boz bir manzara sizi karşılıyor. Ancak bu sizi yanıltmasın her köşesi ayrı güzel bu ada sizi kendine aşık edecek..

Limana vardığınızda sol tarafta Türk mahallesi, balık restoranları, balık hali, sağ tarafta Rum mahallesi ve Bozcaada kalesi sizi karşılıyor. Adada her yer yürüme mesafesinde. Ancak valiziniz varsa (-ki tavsiye etmem, sırt çantası yeter)  sokaklar Arnavut kaldırımı olduğundan taksi kullanabilirsiniz. Adanın içinde birçok yerde araç yasak. Bu nedenle taksiler sizi çevre yolundan götürebiliyor, panik yok. Ada halkı son derece yardımsever ve iyi niyetli.

 

Nerede Kalınır?

Bozcaada’da her zevke göre birbirinden şahane konaklama yerleri bulabilirsiniz. Genelde oda+kahvaltı şeklinde tertemiz pansiyonlar var. Birçoğunda sadece 3-4 oda mevcut. Özellikle eski taş Rum evlerinin olduğu Rum Mahallesindeki pansiyonlar renk renk duvarları, çiçekleri, özenli süslemeleriyle çok güzel.

 

Biz Ayana Konukevi’ne misafir olduk.  Ahmet Bey ve Talin Hnm’ın sahibi olduğu bu tatlı pansiyonda sadece 3 misafir odası var.  Hem denize, hem merkeze çok yakın olduğundan ulaşımı çok rahattı. Sabah kahvaltılarımızda, Talin hnm.’ın elleriyle yaptığı çeşit çeşit reçeller, nefis Ezine peynirleri, Sema hnm’ın her sabah taze yaptığı pişiler, hergün değişen kekler, kişlerle denize karşı yaptığımız sohbetlerin tadı damağımızda kaldı. Her konuda bize yardımcı oldular, adayı tanıttılar, sanki kendi evimizdeymişiz gibi rahat ettik. Hele doğumgünüm için bana yaptıkları sürprizleri unutmam mümkün değil. Adaya gitmeyi düşünen herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim, Biz de en kısa sürede yine gitmeyi umuyoruz.

 

Nerede denize girilir?

Adanın tamamı birbirinden güzel koylar ve tertemiz bir denize sahip olduğundan  aslında her yerden denize girebilirsiniz. Hatta limandaki cafelerin önünde bile denize girme imkanı var. Ancak burada plaj deyince akla ilk gelen yer Ayazma Plajı. İncecik kum plaja sahip Ayazma’ya aracınız yoksa dolmuşla gelme imkanınız var. Burada şezlong ve şemsiye imkanı var. Ayrıca kıyıda her zevke göre restoranlar ve cafeler mevcut. İstediğiniz gibi yemeğinizi ve çayınızı, kahvenizi içebiliyorsunuz

 

Diğer koylar daha bakir olduğundan arabasız ulaşımınız zor. Ayrıca tesis de yok ve  yemeğinizi, içeceğinizi, şemsiyenizi fln. yanınızda götürmeniz gerekiyor. Benim gibi fazla beyaz tenliler için şemsiye önemli bir detay..

Ayazma öyle güzeldi ki  görmemizi tavsiye ettikleri Habbele Plaji ve Akvaryum koyuna gidemedik. Bir sonraki seyahatimizde keşfedecek yeni yerler kalsın 🙂

Deniz dediğim gibi tertemiz, ve genelde ince kum. Suyun buz gibi olduğunu söylemeliyim. Eylül aylarında biraz daha ısınıyormuş ama biz buz halini de çok sevdik.

 

Görülmesi gereken yerler

Ada oldukça küçük. Tamamını gezmek için 3-4 saat yeter. Plajlarını ve koylarını keşfettikten sonra Bozcaada kalesini görmenizi tavsiye ederim. Tepeden ada manzarası oldukça güzel.

Muhteşem günbatımı için bir akşamüstü Rüzgar Güllerine gidebilirsiniz. Ada’da hemen her pansiyon veya cafe de günbatımı sepetleri hazırlanıyor. Şarabınız, peynir tabağınız, meyvenizi alıp romantik bir akşam geçirebilirsiniz.

En keyiflisi ise adanın rengarenk sokaklarında kaybolmak. Hemen her sokakta Ressam Cemil Onay‘ın eserleriyle karşılaşabilirsiniz. Her biri farklı süslenmiş sokaklar, dükkanlar, evler, pansiyonlar, cafeler sizi fotoğraf sanatçısı yapacak kadar güzel. Genelde Arnavut kaldırımı olan sokaklarda dolaşmak için rahat ayakkabılarınızı unutmayın.

 

Ne yenir Ne içilir?

Öncelikle kahvaltılar şahane. Konakladığımız AyanaKonukevi’nde hergün birbirinden nefis kahvaltılar olduğundan dışarıda kahvaltı etmedik ama gezerken şahane sofralarla karşılaştık. Ezine’den dolayı burası zaten  peynir cenneti. El yapımı reçeller, zeytinler derken kahvaltı keyfinin dibine vuruyorsunuz.

 

 

Tabii ki deniz ürünleri muhteşem. Mevsim balıklarının yanı sıra kalamar’dan ahtapot’a, midyeden yengece kadar her çeşit nefis deniz ürünleri var. Bunun yanı sıra bölgeye özgü Girit böreği, Girit salatası gibi  mezeler de çok güzel. Sahil boyunca restoranlar, ara sokaklarda yanyana dizilmiş meyhanelerde keyfinize göre bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Biz Hikotakis by Zeki, Asmalı Meyhane ve Ayazma Plajında Vahit’in Yeri’nde yedik. Hem yemeklerin lezzetinden, hem servisten çok  memnun kaldık, rahatlıkla tavsiye edebilirim.

 

 

Adanın meydanında kocaman bir Çınarın altında bulunan Çınaraltı Cafe’de bir Türk kahvesi keyfi yapmak şart. Fiyat ve sunum olarak uygun, tam meydanda olduğundan ortamı keyifli.

 

 

 

Kahve deyince size önereceğim iki müthiş mekan var. Birisi Veli Dede Cafe. Ortamı, müzikleri, kahve çeşitleri, kurabiyeleriyle harika bir mekan. Ayrıca bir de pastanesi var. Harika kurabiyelerinden, keklerinden , reçellerinden hediyelik satın alabilirsiniz.

 

İkinci önerim ise limanda bulanan BizBize Cafe. Burası öncelikle Türk kahvesi sunumuyla ilgimizi çekmişti. Türk kahvesi istediğinizde size içinde damla sakızlı lokumu, karadut şurubu, suyu ve sigarasıyla bu keyifli tabak geliyor. Fiyatı 10 TL.

 

Cafenin önünde şezlonglar, minderler bulunduğundan buradan denize girmek mümkün. Biraz kayalık ama tertemiz. Burada denize girdiğimiz gün iki muhteşem tost keşfettik. Biri meşhur  “Zengin Tostu”. Ayvalık tostu ekmeğinin içine, nefis Ezine peyniri, pastırma, kavurma ve kekik koyarak yaptıkları bu tost gerçekten muhteşem. Diğer tostta sadece peynir çeşitleri, kekik, maydanoz ve domates bulunuyor. Nispeten daha hafif ama inanılmaz lezzetli. Yanında kocaman bardaklarda gelen, ev yapımı buz gibi karadut suyu veya  limonatayla harika gidiyor. Giderseniz mutlaka deneyin.

 

 

 

Ada’da tek bir fırın bulunuyor Çiçek Fırın!. Bir dondurma şubesi, bir de cafesi var. Gerçek meyveyle yapılan dondurmaları nefis. Bademli, damla sakızlı kurabiyeleri ise mutlaka denenmeli. İsterseniz hediyelik de alabilirsiniz.

Dondurmadan söz açtık madem, kaldığımız yerin tam arkasında Thailand usulü IceRoll yapan bir mekan keşfettik: Tagi IceRolls. Sosyal medyada yapılışını görüp merak ettiğim bu dondurmayı burada  bulmak güzel bir sürpriz oldu. Süt ve sahlepten oluşan dondurmanın ana hali soğutma sistemine dökülüyor. Üstüne sizin tercihinize göre meyve, nutella, bisküvi veya çikolata eklenerek karıştırılıyor. Sonuç nefis!  Keşke Ankara’da da olsa.

Ve tabii ki şarap! Bozcaada demek şarap demek ne de olsa. Adaya özel üzümlerden yapılmış şarapların mutlaka tadına bakın. Çamlıbağ, Talay veya Corvus ‘ta tadım yapabilirsiniz. Hediye olarak da alınabilir.

Ayrıca adanın meşhur Gelincik şurubunu da mutlaka tatmalısınız.

 

 

Güzel müzikler dinleyebileceğiniz, kendinizi denizin içinde oturuyormuş gibi hissedeceğiniz, nefis günbatımını izleyebileceğiniz Fuska BarCafe‘de gidilebilecek güzel yerlerden biri.

 

Bozcaada’ya gelirken pek çok mekan tavsiyesi almıştım. Ancak gittiğimiz her mekandan çok memnun kaldık. Dediğim gibi biz nispeten tenha bir dönemde gittiğimizden sorun yaşamadık. Normal sezonda akşam yemekleri için mutlaka rezervasyon gerekiyor.

Alışveriş

Bozcaada limanına indiğinizde önünüzde uzanan caddenin sağ tarafınde sürekli açık magnet, kupa, elişi seramikler vs  hediyelik ürünlerin satıldığı bir alan var. Fiyatlar oldukça uygun.

 

 

Perşembe günleri adanın pazarı var. Buradan mutlaka kekik (limon kokulusu çok güzel), zeytinyağlı ev yapımı sabun ve müthiş Ezine peynirlerinden almalısınız. Peynir tatmaya aç karnına gidin. Esnaf öyle cömert ki, sizi çeşit çeşit peynirlerden kocaman dilimler yedirmeden bırakmıyor. İstediğiniz ürünleri vakumlu paketlerle, yolculuğa uygun hale getiriyorlar veya isterseniz kargoyla da gönderiyorlar. Ben peynir delisi olduğumdan ilgi alanım sadece buydu. Ancak tabii ki nefis zeytinler ve evyapımı reçeller de alınabilir. Şarap ve Bademli kurabiye için bir önceki bölümde detayları yazmıştım.

 

 

Şarapla ilgili herçeşit aksesuarın satıldığı Bozcaada Biz mutlaka ilginizi çekecektir. Online satış sitesi de mevcut buradan ulaşabilirsiniz.

Adada son derece farklı ve güzel tasarımları olan seramik atölyeleri var. Fiyatları çok ekonomik değil ama  kendiniz için buradan harika hediyeler seçebilirsiniz. Özellikle Sayfiye benim çok sevdiğim bir atölye oldu. Yine instagram hesabı üzerinden sipariş de verebiliyorsunuz.

Son olarak farklı ürünlerinin satıldığı Aki Gift Shop’a bakmanızı öneririm. Yine online satış sitesi olan, birbirinden şirin tasarımların satıldığı güzel bir dükkan.

Bizim bir haftalık Bozcaada maceramız böyleydi. Ne sokaklarında kaybolmaya, ne fotoğraf çekmeye doyamadık. Ada sakinlerinin “en güzel dönemi” dedikleri Eylül’de yine gelmek için sabırsızlanıyoruz. Henüz görmeyenlere,  en azından  iki günlük bir haftasonu kaçamağı yaparak bu güzelliğin tadını çıkarmalarını öneriyorum.

 

Dip Not: yola çıkmadan okuduğum yazılarda, Bozcaada ‘da insanlar hep gülüyor diye bir cümle okumuştum. Orada kaldığımız süre boyunca bizim de neşemiz hiç eksik olmadı. Sonra adanın her yerinde karşımıza çıkan, kendiliğinden yetişen bu çiçekleri gördüm. Passiflora çiçeğiymiş 🙂  Ne dersiniz sizce bir ilgisi olabilir mi ?

 

 

 

 

 

 

trendyandfriendly

15 Comments

  1. Harika bir tatil olmuş Nilgüncüm instagramda da takip ettim inşallah ben de gideceğim

  2. Çok güzel anlatmışsın keyifli bir yazı olmuş… eylülü ben de dört gözle bekliyorum☺

  3. Nilgün’cüm sayende gitmiş kadar oldum ve inanılmaz heyecan duydum.Çanakkaleli olmama rağmen adaya gitmek bir türlü nasip olmadı. Çanakkale’nin rüzgârı ve serin suyu meşhurdur. Çocuklarda olunca hep daha sıcak yerleri tercih ettiğimiz için geri planda kaldı sanırım. Artık ilk fırsatta gidip görmek istiyorum bende 😉

    • ben de bugüne kadar gitmediğim için pişmanlık duydum..Eylül ayında deniz nispeten daha ılık oluyormuş. Çok beğeneceğinden eminim Filizciğim, sevgiler

  4. O kadar güzelsin ki (: Geçen yıl uğradığımız 1 günde doyamamıştım bende Bozcaada’ya. İnşallah tekrar gidebilirim.

  5. Sigara içmesem de kahve sunumuna bayıldım 🙂 Adaların hep farklı bir havası vardır. Karadan uzak olup sadece denize komşu olmak sanırım mutlu olma sebebi.. Seninle Bozcaada’yı gezdim, inşallah gerçekte de beraber gitme şansımız olur 🙂

  6. Çiçek fırından biz de alışveriş yapmıştık. Gökçe kucağımda uyuyakalmış olmasa çok daha rahat gezecektim ama, yine de çok güzel bir yer. Tatil gibisi var mı 🙂

  7. her sene gidelim diye yola çıkıyoruz ama farklı bir yere gidiyorız bu senede oyle cıktık yola izmire gittik bozcaada bir hayal oldu artık 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.