İtalya gezimiz boyunca hava genel olarak oldukça sıcak ve güneşliydi. Tek yağmurlu günün, görmeyi en çok hayal ettiğim Toscana gezisine denk gelmesi biraz moral bozucu oldu. Neyseki gördüğümüz yerler hava şartlarını unutturacak kadar harikaydı.
Üç farklı duraktan oluşan Toscana gezimizde ilk durak meşhur Pisa oldu.
Ünlü Eğik Pisa Kulesi, Pisa Katedrali ve vaftizhanenin bulunduğu “Piazza del Duomo” (Katedral Meydanı) bölgesi yine UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor.
Pisa’ya girişimizde oldukça hoşuma giden bir sürprizle karşılaştık. Tur rehberleri girişte sıralanan seyyar satıcılarla hoş bir işbirliğine girmiş. İtalya’da oldukça fazla Türk turistin olduğunu söylemiştim. Türk grupları girdiği anda bütün stantdlara Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri asılıyor. Hemen hepsi Türkçe konuşuyor, Türkçe şarkılar çalıyor ve bizleri alkışlarla karşılıyorlar. Diğer bütün yabancıların şaşkınlıkla bizi izlediği, insanı gerçekten duygulandıran bir görüntü. Hemen hemen tüm standlar komik Türkçe pankartlarla donatılmış. Eh Türkler’de bunun karşılığını veriyor tabii. Neredeyse bütün standlarden ufak tefek de olsa (ki zaten oldukça ucuz hediyelikler var) alışverişler yapılıyor.
Kısa bir yürüyüşün ardından meşhur eğri Pisa Kulesi’ne ulaştık. Bu meydanın adı Mucizeler Meydanı. Pisa kulesi tamamen mermerden yapılmış 8 katlı bir kule. Aslında bir çan kulesi ve içinde 7 tane çan bulunmakta. Pisa kentinin gücünü ve zenginliğini göstermek için yapılmış.. Zemin alüvyonlu yumuşak bir toprak olduğundan yapım aşamasında, 3. kata gelindiğinde kule yan yatmaya başlamış. 100 yılda 7 cm eğiliyormuş. Unesco tarafından korumaya alınmış.
Kulenin önündeki alanda, genellikle UzakDoğu’lu turistlerin eğri kuleyle poz vermeye çalışırken oluşturduğu komik ötesi görüntüler görülmeye değer. Yağan yağmur falan kimsenin umurunda değildi.. Tabii ki en klasik pozu vermekle yetindim:)
Pisa kulesinin yanında Katedral ve yuvarlak vaftizhane ve anıtmezar yer alıyor. Her tarihi eserde görünen muhteşem detaylar tabii ki burada da mevcut. Pisa çok güzel evet, ama aslında çok gözümüzde büyütmemize ve fazla vakit harcamamıza gerek olmayan bir yer olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen her yıl milyonlarca turistin akınına uğradığı bir gerçek.
Pisa’dan sonraki durağımız San Gimignano – 13 Kuleli Şehir’di. San Gimignano yine UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan, etrafı surlarla çevrili ve çok iyi korunmuş bir ortaçağ kasabası. Ortaçağ’ın Manhattan’ı olarak biliniyormuş. Ortaçağ’da aristokratlar zenginlik ve güçlerini, yaptırdıkları kulenin uzunluğu ile herkese gösterebileceklerini düşünüyorlarmış (erkek kafası işte :)) . Zamanında 74 tane kule bulunuyormuş şehirde. Bakmışlar bu işin sonu yok, bir kanun çıkarmışlar ve 52 m. yüksekliğindeki Belediye Binası’ndan daha yüksek kule yapımını yasaklamışlar.
Daracık sokaklarından yürüyerek Piazza Cisterna (Sarnıç) meydanına çıkılıyor. Meydanda bolca şarap,peynir ve şarküterinin satıldığı dükkanlar, hediyelik eşya dükkanları ve cafeler bulunuyor. Yağmur sebebiyle cafelerin tadını çıkaramadık ama dilim pizza satan bir dükkandan aldığımız şahane pizzaları yağmur altında olmamıza aldırmadan afiyetle yedik.
Toscana Bölgesi bildiğiniz gibi üzüm bağları ve şaraplarıyla meşhur. Dükkanlarda tezgah üstleri minik bir açık büfe gibi. Çeşitli şaraplardan, peynir ve şarküteri çeşitlerinden ikram ediyorlar. Siz beğendiğinizden satın alabiliyorsunuz. Fiyatlar oldukça uygun. Eğer bir şarapseverseniz, İtalya’da en güzel ve uygun fiyatlı şarapları buradan alabilirsiniz.
Yağan yağmur yüzünden fazlaca tadını çıkaramadığımız bu güzel şehre belki birkez daha yolumuz düşer umuduyla tekrar yola düşüyoruz. Bugünkü son durağımız Siena Şehri!
OrtaÇağ’dan kalma bir şehir olan Siena, Avrupa’nın en büyük meydanı olarak kabul edilen Campo Meydanı ile ünlü. Tabii ki UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde (şaşırdınız mı? 🙂 ve İtalya’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri. Bu kadar ünlü olmasının sebeplerinden biri Campo meydanında her yıl şehrin mahalleleri arasında düzenlenen, kazanan mahalleye büyük prestij getiren, geleneksel at yarışları (Palio).
(meydanın boş hali, resim intenetten alınmıştır)
(At yarışlarının yapıldığı zaman, resim internetten alınmıştır)
Daracık sokaklarda yürürken (araçla girmek yasak) biranda çıktığınız kocaman meydan beni çok etkiledi. Hafif eğimli, istiridye kabuğu biçiminde olan meydan 9 parçaya bölünmüş ve her parça o dönemki idarelerden birini temsil ediyormuş. At yarışlarının yapıldığı zaman muhteşem bir görsel şölen haline gelen meydanı görebilmeyi çok isterdim. Sıklıkla da çeşitli konserler, gösteriler düzenleniyormuş.
Toscana bölgesi yemekleriyle de çok meşhur. Dolayısıyla geleneksel İtalyan mutfağına ait lezzetleri tadabileceğiniz çok güzel cafeler meydanda var. Ancak klasik yemekleri dışında mutlaka denemeniz gereken bir lezzet bence Ricciarelli bisküvileri. Ezme badem ile yapılan bu bisküvilerin (birazcık bizim acıbadem kurabiyesini andırıyor) tadını anlatamam.
Dönüş vaktimiz geldiğinde hava da kararmaya başlamıştı. Daracık sokaklardaki lambalar yanınca bir başka güzel olan Sienna’yı gezmek için birkaç saat tabii ki yetmedi. Toscana bölgesi, ilerde tekrar gelinmesi gereken yerler listemde ilk sırayı aldı bile.
Venedik yazım için buraya
Floransa yazım için buraya
Garda Gölü,Sirmione kasabası ve Verona şehri yazım için buraya bakabilirsiniz
Pizza kulesinin içinde ne var 🙂
bir şey yok, merdivenlerle çıkıldığında 7 tane çan olan bir çan kulesi :))
güzel yerler
teşekkürler
Gez gez bitmeyen bir ülke.. Ne mutlu size
açık hava müzesi gibi diyorlardı çok doğruymuş..teşekkürler :))
kesinlikle tekrar gitmeyi hakediyor….. Muhteşem….
inşallah :))
işte buralara bittim ben hiç vakit bulamamıştım buraları gezmeye ilerde gideceğim inşallah :-)))
bana da yetmedi İremciğim..inşallah tekrar görebilirim
Harika bir gezi olmuş, benim de görmek istediğim yerler arasında. İyi ki gidip görmüşsünüz, sevgiler. http://bizimmutfakdan.wordpress.com/
çok teşekkürler 🙂
Gerçekten masalsı bir şehir
teşekkürler cnm.:)
Ahh çok gezmek istediğim yerler, özellikle Venedik.. Yazını heyecanla okudum çok güzel olmuş 🙂 Yine yüzündende gülücükler hiç eksik değil ne güzel, çıtı pıtı 😉
canım ne tatlısın , çok teşekkür ederim :))
Masal gibi bir yer (:
Müthiş.. Sayende adım adım gezmiş gibi oldum 🙂
çok sevindim ))))