Crème de la Mer, denemeyi çok istediğim ve oldukça merak ettiğim bir markaydı. Cilt bakımında lux’ün karşılığı olarak bilinen La Mer ürünleri ile bir süre önce tanışma imkanım oldu. Oldukça geniş bir ürün yelpazesi olan La Mer’in cömert hediyeleri sayesinde, ürünlerini titizlikle denedim ve şimdi tek tek sizlerle paylaşmaya başlıyorum.
La Mer’in çıkış ve üretim öyküsü oldukça etkileyici. Uzay fizikçisi Dr. Max Huber’in yüzü bir laboratuvar kazasında ciddi şekilde yanıyor. Uygulanan tedaviler yeterli sonucu vermeyince Dr.Huber, alternatif yöntemleri araştırmaya başlıyor. Denizin olağanüstü bir kaynak olduğuna inanan Dr.Huber, yaklaşık 12 yıl süren çalışmaları sonucu amacına ulaşıyor. Elle nazikçe toplanan deniz yosunları , saf bileşenler ile mayalanıyor. Kalsiyum, magnezyum, demir, potasyum, C,E, B1 vitaminleri, turuçgil, okaliptüs. buğday tohumu, ayçiçeği gibi zengin içeriklerlerle 3-4 ay fermente ediliyor. Bu süre boyunca ses ve ışık enerjisinden de yararlanılıyor. Ve nihayet güçlü ve yenileyici Mucize İksir‘e ulaşılıyor. Bütün ürünlerinin temelini oluşturan bu iksir ile La Mer mucizesi doğuyor.
Markanın dünyada en çok satan kült ürünü nemlendirici kremi : Crème de la Mer !
Bu zengin içerikli nemlendirici krem en kuru ve hasar görmüş ciltleri bile nemlendirerek yenilemeyi vaadediyor. Tüm cilt tipleri için uygun.
Göz çevresi dahil tüm yüzünüze hem gece hem de gündüz uygulayabiliyorsunuz. Fiyatı dolayısıyla markaya mesafeli duruyoruz ama tek ürün aslında 3 ürün yerine geçiyor.
Kremin yapısı oldukça yoğun. Hatta ilk elime aldığımda ‘cildime bu kremi nasıl yediririm’ diye düşündüm. Tabii ki bu kadar özel ürünün özel bir uygulama ritüeli de varmış. Az miktarda ürünü parmaklarınızın arasında alarak elinizin sıcaklığı ile ısıtıyorsunuz. Krem yumuşuyor ve tampon hareketlerle cilde uygulayabiliyorsunuz, rahatlıkla cilde nüfuz ediyor.
İlk kullanımda nemlendirme ve rahatlama etkisini hissediyorsunuz. Üstelik bu yumuşaklık ve nem hissi ertesi gün cildinize hiçbirşey sürmeseniz bile devam ediyor. Cildi yatıştırıyor ve parlak sağlıklı bir görünüm sunuyor.
Ben yaklaşık 1 aydır kullanıyorum. Cildimdeki sıkılık ve dolgunluk gözle görülür şekilde fark etti. Hücre yenileyici etkisi sayesinde ince çizgilere ve gözeneklere de etkisi var. Özellikle göz çevresinde nemsizlikten oluşan o ince mimik çizgilerini ciddi şekilde azalttığını gözlemledim.
Bu tarz kremler genelde 35 yaş üstü ciltlere önerilir, ancak Crème de la Mer 20 yaş üstündeki her kadının kullanabileceği bir ürün.
Biliyorum fiyatları herkesin ulaşabileceği rakamlarda değil maalesef. Hele dolar/euro’nun önlenemeyen yükselişi ile önümüzdeki günlerde neler olur düşünmek istemiyorum. Ancak sağlıklı bir cilt olmazsa, üstüne uyguladığımız makyajın da bir anlamı olmuyor. Cilt bakımına bütçe ayırabilenlere mutlaka denemelerini öneriyorum. Son bir not olarak Beymen ve Harvey Nichols mağazalarında ürün alışverişleri karşılığında oldukça kapsamlı kabin bakımları da hediye ediliyor.
Böyle üzücü bir olay sonucu keşfedilmiş olması insanı daha çok markaya güven hissetmesini sağlıyor. Açıkçası çok fazla merak ettim. Ben bir araştırayım en iyisi, sevgiler …
İddialı markaların hep benzer bir hikayesi oluyor … teşekkürler , sevgiler 🙂
Gerçekten etkileyici bir hikaye. Sitede biraz gezdim ürünler oldukça iddialı ama dediğin gibi fiyatlar oldukça yüksek.
Ürün hakkındaki paylaşımın için ayrıca teşekkür ederim.
Yorumun için ben teşekkür ederim Nihalciğim , sevgiler 🙂
İçeriğinin güzel olması ve etkileri çok iyiymiş. Dediğin gibi dolar/euro ‘ nun artması hepimiz için çok kötü oldu.
Eskiden yurtdışına gittiğimizde uygun fiyata alırız diyordum, şimdi o da zor 🙁 Sevgiler İlkeciğim !
Nilgün’cüm çok etkinlendim sen de harika anlatmışsın. Denemek istediklerim arasına girdi. Sevgiler canım..
Kremin yapısına bayıldım ben de. O katı halden sıvı hale geçişi ve nemlendirmesi mucize gibiydi..
şahane değil mi ? diğer ürünler de güzel ama bu müthiş bişey 🙂
Cok merakettim