Porvoo, Finlandiya’nın en eski ikinci şehri. Helsinki’ye yaklaşık 50 km uzaklıkta. Biz otobüsle gittik ve bu sayede yol boyunca şahane orman manzarasının tadını çıkardık.
Porvoo’nun en bilinen özelliği nehir kenarındaki kırmızı tahtalı evleri . Bu evler eskiden depo olarak kullanılırmış. Günümüzde hediyelik eşya dükkanları, cafe olarak değerlendiriliyorlar.
Şehrin girişindeki köprüden bu güzel evleri fotoğrafladıktan sonra Arnavut kaldırımlı sokaklardan yürüyerek bu eski OrtaÇağ şehrini keşfe çıktık.
Ufak bir yokuşla önce Katedrale gittik
Katedral’den sonra da antika ve hediyelik eşya dükkanlarının, cafelerin ve minik bir pazarın olduğu meydana indik.
Birbirinden zarif evler, rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçeler, sevimli dükkanların yanı sıra çok sayıda sanat galerisinin olması da dikkatimi çekti.
Kahvelerinin şahane olduğunu söylemem gerek!
Finlandiya’da çikolata deyince Karl Fazer markası çok ünlü. Porvoo’da ise “Zenci Öpücüğü” adını verdikleri çikolatalar buraya gelince alınması gereken hediyeliklerin başında geliyor. Bunlar bildiğimiz çokomel , biraz daha büyük, altı gofret ve fazlasıyla şekerli. Ama reklamını yapmışlar ve gelenler deli gibi alıyor işte 🙂
Size Helsinki’yi anlattığım ilk bölümde “Eğitim”le ilgili notlar vermiştim. Gelelim bugünkü yazımın “kıskançlık” konusuna. Helsinki’den Tallinn’e feribot ile geçtik. Feribot deyince aklınıza ufak birşey gelmesin. İçinde freeshop, oyun salonları, VIP kamaraları, neredeyse 20’ye yakın restoranı, canlı müzik falan olan 7 katlı bir feribottan bahsediyorum. Her katta ön ve arka tarafta bulunan güvertede patili dostlarımız için son derece basit ama bir o kadar medeni bir tuvalet düşünülmüş. Turistler dışında neredeyse herkesin yanında bir köpeği var. Her katta bulunan bu tuvaletler, üstünde kapağı, içinde kumu bulanan son derece basit düzenekler. Yanında plastik eldiven ve torbalar da düşünülmüş. Patili dostlar tuvaletini yaptıktan sonra orada bırakılmıyor, torbaya konup çöpe atılıyor. Bu kadar basit. İnsanları çağdaş yapacak şeylerin illaki çok parayla olması gerekmiyor değil mi?
Bir masalgibi okudum yazıyı.. Harika bir gezi olmuş gerçekten..
teşekkürler Ayşegül’cüm 🙂
şahane yerler gezmişsin yine .. doğru söylüyorsun medeniyet parayla olan bir şey değil zihniyet önemli..
teşekkür ederim İrem’cim. inşallah biz de o zihniyete o medeniyete ulaşacağız 🙂 biz görür müyüz bilmiyorum tabii!
Finlandiya ile ilgili birinci yazınızı okuduğumdan beri kendime gelemedim. Hayran kaldım uygulamalara.Ellerinize sağlık, siz yazmaya devam edin, biz de okumaya.Sevgiler.
Ne güzel bir yorum bu, çok teşekkür ederim. Böyle güzel yorumları okudukça keyifle yazıyorum 🙂 sevgiler
O pembiş arabayı getirdin değil mi :))
Asıl medeniyet patili dostlarımıza gösterilen kolaylıklar olmalı. Yine harika bir yazı olmuş 🙂
teşekkür ederim canım, ay o pembiş sığmadı valize :))