Benim gibi yeni yıl ışıklarını, hazırlıklarını seviyorsanız, soğukla da başa çıkabilirim diyorsanız, Aralık ayı, haftasonu kaçamakları için harika bir dönem. Ben de bunu fırsat bilip ani bir planla daha önce görme fırsatı bulamadığım Viyana’ya minik bir seyahat organize ettim.
Viyana’yı rahatça gezmek, şehri yaşamak isterseniz 3-4 gün fazlasıyla yeterli. Düzgün planlanmış bir şehir olması, ulaşım imkanlarının kolaylığı nedeniyle haftasonu da şehirde görülmesi gereken heryeri rahatça gezip, tadını çıkarabilirsiniz.
Tarihi yönden Viyana ile ne kadar içli dışlı olduğumuz herkesce biliniyor. Ancak Viyana kapılarından döndük diye üzülmeye gerek yok. Her ne kadar pekçok yerde Türkler’den kurtulmalarını anlatan tarihi eserler, heykeller bulunsa da Türkler günümüzde Viyana’yı çoktan ele geçirmişler. Çok fazla Türk’ün yaşamasının yanısıra, tarihi değeri olan birçok restoran ve cafenin (Demel gibi), lüks oteller (Do&Co Otel) ve mağazaların da sahipleri Türk. Bir de buna bol miktarda Türk turist eklenince fazla yabancılık çekmiyorsunuz. Bunun yanında gördüğüm en klasik, aristokrat ve kurallara bağlı şehir olduğunu da eklemeliyim.
Viyana’da mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında, şehrin tam kalbinde yeralan St.Stephan’s Katedrali geliyor.
Piksel piksel çatısıyla dikkat çeken katedralin, Noel nedeniyle gece ışıklandırılmış halini de görme şansımız oldu. İçi de dışı kadar görkemli bu katedralde yine yeni yıl nedeniyle her akşam klasik müzik konserleri vardı (klasik müzik konusuna tekrar geleceğiz 🙂
Bu katedralin bulunduğu meydan yine aynı isimle anılıyor ve devamında Viyana’nın en önemli alışveriş caddesi olan Kartner Caddesi bulunuyor. Trafiğe kapalı bu cadde ve meydanlar oldukça hareketli ve eğlenceli. Noel Pazarları, hediyelik eşya dükkanları, lüks mağazalarıyla oldukça keyifli saatler geçirebilirsiniz.
Bir zamanlar İmparatorluk merkezi olan Viyana’da görülmesi gereken 3 saray var. Sarayların içinde genelde fotoğraf çekmek yasak. Çok çeşitli turlar, bütün saraylara girilebilen kombine biletler mevcut. Gitmeden internetten bilet almanızı tavsiye ederim, çünkü oldukça uzun kuyruklar oluyor. Tarih sevmeyenlere bile bu sarayların bahçelerini mutlaka görmeli. Noel dolayısıyla bütün sarayların bahçelerinde Noel pazarları kurulmuş ve her gece klasik müzik konserleri vardı.
Hofburg İmparatorluk Sarayı, Franz Josep ve eşi kraliçe Elizabeth’in (yani nam-ı diğer Sisi’nin) yaşadığı en önemli saray.
İçinde o dönem kullandıkları ve aslına uygun olarak korunmuş orijinal eşyaları sergileniyor. Ancak doğruyu söylemek gerekirse bizim Topkapı sarayı, Dolmabahçe sarayı gibi tarihi şaheserlerimizin yanına bile yaklaşamaz. Tamamını gezmek 1 gün sürüyormuş ancak farklı tur programlarıyla 1 saatte de gezebilirsiniz.
Ayrıca sarayın içinde Sisi Müzesi bulunuyor. Kraliçe Sisi , sarayın katı kurallarına karşı başkaldırması, evlilik karşıtı düşünceleri , zayıflık takıntısı, depresif kişiliği ve maalesef bir suikast sonucu öldürülmesiyle Viyana’nın kült kraliçesi haline gelmiş. Müzede muhteşem yemek takımları, elbiseleri , takıları sergileniyor.
Sarayın bahçesinde çok keyifli bir kafe de bulunuyor. Saray turunun ağır havasını bu güzel kafede atabilirsiniz.
Habsburg hanedanının yazlık sarayı olan Schönbrunn Sarayı, Avrupa’nın en güzel saraylarından biri.
Bahçeleri ve çeşmeleriyle tanınan, bin 200 odalı saray meşhur Kraliçe Sissi’nin de en sevdiği mekanmış. İçinde Avrupa’nın en eski hayvanat bahçesi de bulunuyor.
Bahçeleri, Zafer takı, gezi yolları, havuzlarıyla harika bir bahçesi var ve bence burayı baharda yeşilken görmek muhteşem olur.
Belvedere Sarayı ise Viyana Kuşatmasında savunmayı yöneten ve başarılı olan Prens Eugen Savoy’a hediye edilmiş bir saray. Prens daha sonra Avusturya ordusunun başında Osmanlı’lardan Belgradı’da alarak ününe ün katmış.
Monet, Van Gogh, Rodin gibi ünlü sanatçıların eserleri burada sergileniyor. Bu sene Gustavo Klimt yılı olması sebebiyle, sanatçının eserlerine ağırlık verilmiş. Yine muhteşem dizayn edilmiş bahçeleri var.
Parlamento Binası, 100 yılı aşkın tarihçesiyle en etkileyici binalardan biri. Daha da etkilendiğim kısım ise hiçbir güvenlik önlemi yok ve isteyen gezebiliyor!!! “Halkın seçtiği kişiler görevlerini eksiksiz yaparsa kimse onlara zarar vermek istemez” düşüncesindelermiş! Bunun üstüne bir şey yazmama gerek yok sanırım.
Viyana’nın en gösterişli Noel pazarı buraya kurulmuş. Süslemelerin ne şekilde yapılması gerektiğine bile seçkin mimarlar karar veriyormuş!
Müziğin başkenti olarak bilinen Viyana’ya gelmişken Opera Binası’nı ziyaret etmemek olmaz. Konser biletleri oldukça pahalı, ancak son dakika kapıda uygun fiyatlı biletler bulunabiliyor.
Viyana’da mutlaka bir klasik müzik konserine gitmenizi tavsiye ederim. Yüzlerce seçenek var, ancak paranızı harcayacaksanız bu muhteşem salon için harcayın. Gitmeden önce internetten (yeni yıl dönemleri bilet bulmak zor) biletlerinizi alabilirsiniz. Klasik müzikten hoşlanmayanlar bile bu harika atmosferden etkilenecektir.
Bu kadar tarih yeter derseniz şehrin merkeze kısmen biraz daha uzak bir bölümünde bulunan Hundertwasser House ‘a gidebilirsiniz.
Avusturya’nın Gaudi’si olan ünlü mimar Hunterwasser’in yarattığı bu evler aslında bir çeşit sosyal konut. Dünyada cennet yaratmanın ne kadar basit olduğu düşüncesiyle yola çıkılmış. Simetri hastalarının asla tahammül edemeyeceği, ama bana çok eğlenceli gelen bir tarzı var. İçinde bir müze, hediyelik eşya mağazası ve çok keyifli bir de cafesi bulunuyor.
Gezdik tozduk artık yiyelim, içelim, alışveriş yapalım diyorsanız yazımın ikinci bölümü az sonra :))
Klimt yılını kaçırdık mı yani, tüh
bence uzun süre devam eder, her yer Klimt 🙂
Süper kaçamak olmuş….
teşekkürler 🙂
Baş döndürücü..:) Çok güzel..
çok teşekkürler
çok güzel Viyana görmeyi en çok istediğim yerlerden biri..
baharda gitmeni tavsiye ederim İrem’cim, bahçeler inanılmaz güzel
alışveriş postunu da sabırsızlıkla bekliyorum 🙂
hazırladım :))
gezip görmek istediğim yerlerden birisi. İnş bahar ya da yaz tatili için değerlendirme şansım olur, sevgiler.
çok teşekkürler, umarım en kısa sürede gidersin biz de senin yazılarını okuruz 🙂
çok güzel :))
teşekkürler 🙂
Gitmiş kadar oldum sayenizde 🙂 ve şuan gitmek istediklerim arasında ilk sıraya alındı 🙂
çok sevindim, teşekkürler 🙂
Çok güzel fotoğraflar..
çok tşkler 🙂
Dediğiniz gibi vaktiyle İmparatorluğa başkentlik yapmış eski bir şehir. Sayenizde gitmiş kadar olduk, çok güzel anlatmışsınız. Sevgiler 🙂
çok teşekkürler, sevgiler 🙂
Gezi yazılarını çok seviyorum, gitmiş gibi oluyorum o şehirleri :))
canım çok sevindim beğenmene 🙂
Özellikle fotoğraflara baktım ve bayıldım. Keşke yasaklar olmasaymış içlerini de görürmüşüz sarayların.
evet ama sanat eserlerine flash bazen zarar verebiliyor, internet sitelerinde bir kısmı bulunuyor ..sevgiler 🙂
Fotoğraflar baş döndürecek kadar güzel,paylaşım için teşekkürler 🙂
beğenmenize sevindim, teşekkürler 🙂
Her noktası ayrı hayranlık (:
teşekkürler 🙂
Gitmiş kadar oluyoruz sayenizde 🙂
Yasanilasi bir yer.. Ne kadar guzel anlatmisiniz bu guzel sehri..
çok teşekkür ederim 🙂